David Cope’un Müzisyen Bilgisayarları: EMI ve ANNIE

David Cope’un Müzisyen Bilgisayarları: EMI ve ANNIE

Merhaba değerli okur yeni yazıma yeniden hoş geldin diyorum.  Git gide bizi yerimizden etmeye çalışan yapay zekâların bu seferki atağı müzik alanından geliyor. Yapay zekâ dediğime bakma sen insanlar kodluyor onlar da emir kulu işte kodu/komutu yerine getiriyorlar. Her neyse bu yazımda müzisyen bir bilgisayarın oluşturduğu eserleri, nasıl gelişim gösterdiğini ve kodlayan kişiden bahsedeceğim. Hadi kahvenden bir yudum al ve başlayalım.

David COPE Kimdir?

1941 yılında California’da doğan Cope, Amerikalı yazar, besteci, bilim insanı ve müzikoloji profesörüdür. Ana araştırma alanı yapay zekâ ve müzik üzerinedir; müziği analiz edebilen ve orijinal yeni kompozisyonlar oluşturabilen programlar ve algoritmalar yazar.

Rekombinant müzik kompozisyon algoritmasının mucidi olan Cope, EMI (Experiments in Musical Intelligence – Müzik Zekâsı Üzerine Deneyler) adlı ilk yazılımını geliştirerek klasik müzik dünyasının tartışmalı isimlerden biri olarak ünlendi.

http://artsites.ucsc.edu/faculty/cope/
http://artsites.ucsc.edu/faculty/cope/

Müzisyen Bilgisayar EMI

David Cope, EMI adlı yazılıma başlarken genel müzik tarzına ve mevcut bir eserin fikirlerini herhangi bir noktada bir sonraki nota, sonraki ölçü, sonraki on ölçü isteyebilecek şekilde izleme yeteneğine sahip olacak bir bilgisayar programı oluşturmayı planlıyordu. Fakat Cope daha sonra çeşitli klasik bestecilerin üsluplarında tam eserler içeren bilgisayar programları oluşturmaya başladı.

Temel parça yazmanın kurallarının kodlamayı içerdiğini bulan Cope, pek çok deneme yanılmadan sonra yazılımı birkaç parça üretmeye başlamıştı. Ancak bestelenen müziklerin bir kısmı oldukça başarılı olduysa da, çıktısının çoğu eşit derecede ilgi çekici ve tatmin edici değildi. Daha sonra her müzik eserinin, kendisinin farklı ama son derece ilişkili kopyalarını yaratmak için bir dizi talimat içereceğini düşündü.

Stravinski’nin dediği gibi “İyi besteciler ödünç alır, büyük besteciler çalar”. Bu ödünç almaktı, bu hırsızlık değildi ve gerçek, profesyonel bir hırsız olmak isteyen Cope, EMI‘yi çeşitli efsanevi besteciler tarzında yeni eserler bestelemesi için ayarladı.

Müzisyen EMI ve Konseri

EMI, J. Sebastian Bach’ı taklit etmekte ustalaşmıştı. Yedi yılda geliştirilen EMI tamamlandığında bir gün içinde 5000 Bach korali besteleyebildi. David Cope profesörlük yaptığı Santa Cruz Üniversitesi’ndeki bir müzik festivalinde EMI’nin bestelediği koralleri dinleyicilerle buluşturdu. Dinleyenler eserleri öve öve bitiremedi ancak bu bestelerin Bach’a değil de EMI’ye ait olduğunu bilmiyorlardı. Öğrendiklerinde ise kimileri sessizliğe bürünürken kimileri öfkeden köpürerek bağırıyordu.

Ama bütün bunlara rağmen EMI gelişmeye devam etti. Beethoven, Chopin, Rahmaninov ve Stravinski’yi taklit etmeye başladı. Cope müzisyen bilgisayarı için sözleşme yapmayı başardı ve “Bilgisayar Tarafından Bestelenmiş Klasik Müzik Eserleri” adı altında ilk albümü yayınladı. Tepkileri ise konserdeki gibi beğeni ve öfke idi. Ancak Oregon Üniversitesi’nden Prof. Steve Larson bir meydan okuma teklif etti.

Larson, bir insanın ruh dolu bestesiyle bir makinenin cansız bestelerinin ayrımının kolayca anlaşabileceğini savundu. Bach, EMI ve kendi bestelerinden birisinin arka arkaya çalınmasını ve dinleyicilerin tahmin etmesini isteyeceği meydan okuma için konser salonunda toplanıldı. Bana göre çok eğlenceli sonuçlar çıktı. EMI’nin eseri gerçek bir Bach, Bach’ın eseri Larson’ın ve Larson’ın eseri ise bir bilgisayarın eseri olacağı sonucuna vardı dinleyiciler.

Müzisyen Bilgisayarın Kardeşi ANNIE

EMI’nın başarısını takiben Cope daha karmaşık programlar geliştirdi ve en parlak başarısı ANNIE ortaya çıktı. EMI önceden belirlenmiş kurallarla beste yaparken ANNIE makine öğrenimini kullanıyordu. Müzik tarzı aldığı geri dönüşlerle sürekli değişebiliyor ve gelişe biliyordu. Cope aslında ANNIE’nin metin üretebileceğini hayal bile etmemişti ancak kendini bestelerle sınamak istemeyen müzisyen, “Haiku” şiirleri gibi başka alanlara da çıktı.

2011 yılında Cope, Comes the Fiery Night: 2000 Haiku by Man and Machine (Gelir Ateşten Bir Gece: İnsan ve Makineden 2000 Haiku) adlı çalışmayı hangilerinin şairlere hangilerinin ANNIE’ye ait olduğunu belirtmeden yayınladı.

“İnsan yaratıcılığı ile makine üretiminin arasındaki farkı anlayabileceğinize inanıyorsanız, iddianızı kolayca sınayabilirsiniz.” Yuval Noah HARARI

“Eserler duyanları memnun etti, kızdırdı, kışkırttı ve korkuttu. Geleceğin bestecileri ve izleyicilerinin aynı tepkileri vereceğine inanmıyorum. Sonuç olarak, bilgisayar sadece zihnimizi genişlettiğimiz bir araçtır. Algoritmalarımızın oluşturduğu müzik, en büyük kişisel ilham kaynağımızın yarattığı müzik kadar bizim.” şeklinde ifade eden David Cope müzisyenleri ile gurur duyuyor.

Son Söz

Bilgisayarların doktorları, şoförleri, öğretmenleri yerinden ettiği gibi sanatçıları da yerinden edip edemeyeceğini bilemiyoruz. Ne var ki sanatın ve sanatçıların bunlardan uzak ve güvende olduğunu gösterebilecek bir neden yok. Ancak bilgisayarların bizim kadar iyi beste yapamayacağından nasıl emin olabiliriz? Belki Turing Testi buna bir güven sağlar ama bu konuda ustalaşmaması için hiçbir sebep yok!

Kahvende yazı da burada bitiyor değerli okur… Bu sene yayınladığım son yazımda bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim. Yeni yılda yeni yazılarla buluşmak dileğiyle, mutlu seneler…

Teknoloji ile kalın, bizimle kalın!

KAYNAKÇA

http://artsites.ucsc.edu/faculty/cope/experiments.htm

https://computerhistory.org/blog/algorithmic-music-david-cope-and-emi/

https://en.wikipedia.org/wiki/David_Cope

Yuval Noah Harari – Homo Deus

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir